
Pratik yöntemlerle yaşlanmayı 10 yıl geciktirin!
CİLT SARKMASINI ÖNLEMENİN PÜF NOKTALARI!
Cilt sarkması 30’lu yaşlardan itibaren başlıyor ve 35 yaş sonrasında belirginleşiyor. Sarkma yüzümüze yorgun, mutsuz bir ifade veriyor ve bizi olduğumuzdan daha yaşlı gösteriyor. Yüzümüzün sarkmasında cildimize nasıl davrandığımız, genetik özellikler, hastalıklarımız ile çevresel faktörler etkili oluyor. Neyse ki erken dönemde müdahale edildiğinde ameliyat dışı yöntemler yaşlanmayı uzun yıllar geciktirebiliyor ve bize ışıl ışıl bir cilt vaat ediyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Belma Bayraktar, cilt sarkmasını önlemek için yaşam alışkanlıklarımızda dikkat etmemiz gerekenler ile bu soruna karşı uygulanan yöntemleri anlattı.
Cilt yaşla birlikte elastikiyetini ve gerginliğini kaybediyor
Cildimiz zamanla elastikiyetini ve gerginliğini kaybediyor: Fibroblastlardan yeni kollagen oluşumu azalıyor, elastik doku ile bağ dokusunda gevşeme, yağ doku hacminde azalma, hücre alış-verişinde ve cilt neminde azalma meydana geliyor. Bu faktörleri dengelesek bile yer çekimine karşı durmak mümkün olmuyor. Sarkma, 40 yaş civarında özellikle her iki yanağın alt kısımlarında belirginleşiyor. Ayrıca alın kısımdaki kaslarda gevşeme ve yer çekimine bağlı aşağı doğru yer değiştirme sonrası gözkapaklarında düşme de görülebiliyor. Ayrıca ciltte lekeler ve kılcal damarlar da belirginleşmeye başlıyor.
Dikkat! Bu etkenler cildin sarkmasını tetikliyor!
· İlerleyen yaş (özellikle menopoz dönemi sonrası),
· Güneş ışınları,
· Genetik özellikler,
· Sık kilo alıp verme,
· Sigara ve alkol tüketme,
· Stresli bir yaşam sürme,
· Uykusuzluk,
· Hatalı beslenme (aşırı karbonhidrat tüketimi, vitamin-mineralden zayıf beslenme)
· Solaryuma girme,
· Cildi nemlendirmeme,
· Çevresel toksinlere maruz kalma cilt yaşlanmasını ve sarkmayı tetikleyen faktörler arasında yer alıyor. Ancak bu etkenlerle mücadeleye erken yaşta başlayarak cildimizin sarkmasını uzun yıllar önleyebiliriz.
Cilt sarkmasını önlemek için neler yapmalı?
Dermatoloji Uzmanı Dr. Belma Bayraktar cilt sarkmasını önlemek için almamız gereken önlemleri şöyle sıraladı:
· Özellikle açık tenli, renkli gözlüyseniz cildinizi ekstra korumanız gerekiyor.3 saat aralıklarla güneş koruyucu ürünleri yeterli miktarda sürmeye ve 3 saatte bir tekrarlamaya özen gösterin.
· Uykunuzun düzenli olmasına dikkat edin. En az 7-8 saat uyumayı asla ihmal etmeyin.
· Sigara ve alkol tüketmeyin.
· Sık kilo değişikliklerinden kaçının.
· Aşırı karbonhidrat ve şeker tüketmeyin, vitaminden zengin meyve ve sebze yiyin.
· Belli yaştan sonra üretimi azaldığı için dışarıdan da destek olarak Q enzim 10, Alfa lipoik asit ile antioksidanları doktorunuza danışarak kürler halinde kullananın.
· Sabah kalktığınızda cildinize uygun bir nemlendiriciyi yer çekiminin tersi yönünde aşağıdan yukarı doğru masaj uygulayarak lenf dolaşımını uyarın, ödemi çözün.
· Yeşil çay pansumanları da çok faydalı olarak kabul ediliyor. Bunun için ???? (hangi sıklıkta nasıl yapılım?)
· Boyun çizgilerinin artışına engel olmak için çok yüksek yastıkları tercih etmeyin.
· Günde en az 2 litre su içerek cildinizin nemlenmesini sağlayın.
·
Aşırı
kahve tüketerek cildinizi kurutmayın.
HANGİ YAŞTA, HANGİ İŞLEMLER ETKİLİ OLUYOR?
Cilt sarkmasını önlemeye yönelik uygulanan yöntemler yaşa ve kişiye göre değişiyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Belma Bayraktar, hangi yaşta hangi yöntemlerin etkili olduğunu şöyle anlatıyor:
30’lu yaşlarda:
Mezolift (vitamin enjeksiyonları), dermaroller, mimik çizgileri
başladıysa sarkmayı gidermek ve önlemek için de dolgu
enjeksiyonları tercih edilebiliyor. Ayrıca uygulanacak
meyve asidi peelingleri ile cilt oksijenleniyor,
gözenekler sıkılaşıyor, varsa lekeler açılıyor, kollagen
üretimi tetikleniyor, ince çizgiler açılıyor. PRP
denilen ttrombositlerden zengin, kişinin kendi plazmasının uygulandığı
enjeksiyonla da fibroblastlardan kollagen üretimi
tetikleniyor, böylelikle hücrelere uyarı verilmiş
oluyor. Bunun sonucunda cilt toparlanıyor ve sıkılaşıyor.
40’lı yaşlarda: Dolgu,
botox ve PRP (kök hücre) ilk tercih edilen yöntemlerden. Ancak botox’a
erken dönemde başlamak gerekiyor. Geç başlanırsa çizgiler
derinleşmiş oluyor, bu yüzden önce botox, ardından
dolgu işlemlerine geçiliyor. Bu arada fraxionel
CO2 lazer ile cilt gençleştirme yöntemine
başlamak gerekiyor. Her yıl ayda bir kez 2-3
seanslık aralıklarla tekrarlanacak olan bu işlem cilt
sarkmalarında çok etkili oluyor. Bu yöntemle yüzeysel
lekeler de açılıyor, gözenekler sıkılaşıyor, ince çizgiler
kayboluyor, derin olanlar hafifliyor. Ayrıca cilt ışıltılı bir görünüme
kavuşuyor. Bu işlemin arkasından uygulanacak olan PRP yöntemi de
sonuçların daha da etkili olmasını sağlıyor.
Bu işlemlerin tek başına değil, kombine olarak uygulanması her zaman daha iyi sonuçlar veriyor. Yüzün üst bölgesinde uygulanan botoks, alt bölge ve boyunda da başarılı oluyor. Botoksun çenede belli noktalara uygulanmasıyla da sarkmanın toparlanması mümkün oluyor.Bu dönemde botox uygulamaları çok faydalı oluyor; göz çevresi kırışıkları açılıyor, kaşlar yukarı kalkıyor, alın pürüzsüzleşiyor, aydınlık bir görüntü ortaya çıkıyor. Bu durum yıllarca sürdürülebiliyor.
50’li yaşlarda: Benzer yöntemler kullanılıyor. Dolgu, botoks ve PRP (kök hücre) ilk seçenekleri oluşturuyor. Bu yaşlarda yüz mezoterapisinde kullanılan ürünler biraz değişiyor, vitamine ek olarak hyalüronik asit içeren maddeler de ekleniyor. Böylelikle hücresel uyarıya ek olarak nem dengesi de sağlanmış oluyor.